voy a bailar cada mañana

Archive for Mart 2010

karanlığımın peşi sıra ilerliyorum.. yolda yürürken kulağıma fısıldadıklarını zihnimde tekrarlıyorum.. ruhuma eziyet etmesine izin veriyorum çünkü johan’ın meyveleri kuru ve acı.. artık hiç gülümsemiyorum; burada hava ağır ve kasvetli..

eğer gittiğim her yere cehennemimi de götürüyorsam ne kadar zaman geçmeli ki cennet sandığım diyarlar cehenneme dönüşsün? ya benim cehennemim, bana değil de toprağa kök saldıysa? o halde ister koşarak, ister uçarak uzaklaşamam mı ondan? toprak her yerde aynı değil.. çünkü toprak da havayla besleniyor ve inan güzel diyar’da hava bir başka!

aziz yahya’nın çiçekleri gözlerimi kamaştırıyor.. artık ondan kaçmak istiyorum; gün ışığına çıkamayışımı karanlığın beni yutmasına değil astigmatlı gözlerime bağlamak istiyorum.. ancak bu sarı çiçek bahçesinin gözlerimi zehirlediği gerçeğini artık kabul etmem gerek.. bu gözler karanlığa o kadar alıştı ki astigmat, ancak karanlığın isteyeceği bir dost olabilir..

johan, omzumun üstünden kulağıma fısıldıyor: “bu söylediklerinin hiçbir anlamı yok biliyorsun değil mi?” evet, biliyorum.. suratındaki alaycı, küçümseyen sırıtışı sezinleyebiliyorum.. çünkü aziz de olsa düşmüş da olsa ikisi aynı; çiçeklerin sahibi ve karanlığın uşağı aslında aynı.. çünkü isimleri bile aynı; bir etimolog edasıyla bunu söyleyebilirim..

aylardır ayamadığım bu gerçeğin bir süredir farkında olsam da ilk defa bunu sesli olarak ifade etme ve kabullenme gereğini duyuyorum.. sessizce dönüp johan’a gülümsüyorum, “johan, beni çöle götür; artık savaşmayacağım.” şaşırıyor, “ama karabatağım, çölde hiç meyve yok ki?” çölde meyve var, johan.. hem de çöl meyvesi; hem sulu hem acı..

yoldayız.. gidiyoruz.. nereye? mabede.. mabede? manastıra mı? ben zaten manastırdan mezun oldum; neden geri döneyim ki? mabed, illa manastır mı yani? hayır.. eskimiş arabaları koydukları yer var ya? araba mezarlığı mı? hah, oraya gidelim.. yukarıda bir tane kızılderili mezarlığı var; ölen arabanı oraya gömersen bir hafta içinde canlanıyormuş.. ama geri gelen şeyin senin araban olduğuna dair teminat veremiyormuş yüce ruhlar.. hıı.. ama bizim arabamız yok ki, johan!

bahar temizliği sırasında bulduğum yohanfaberkastel kalem, silgi ve boyalarımı lazım olursa diye yanıma aldığım iyi olmuş.. güzel diyar’ın resimlerini yapacağım; johancım bak, senin vatanın burası.. artık hiç korkmuyorum.

psikiyatr ile olan randevuma güzel diyar’ın resimlerinden biriyle dalıyorum..
– geç mi kaldım?
– umarım çok geç kalmamışsınızdır.. yoksa vakit kaybı olacak..

doktor bey ile aramızda masa, sehpa vs. yok.. “hasta” ile arasına masa gibi şeyler sokan psikiyatrlar, güvensiz ve eleştriye kapalı olurmuş; hâlbuki danışmanın da danışandan öğreneceği çok şey varmış.. aslında iletişime ve paylaşıma kapalı bir zihnin maddesel dışa vurumuymuş masalar, sehpalar vs.
– evet, bugün ve bundan sonraki her görüşmemizde pandoranın kutusunu açacağız.. görmeyi ummadığın şeyler görebilirsin.
– hay hay, açalım.. ancak içinden ne çıkacağını biliyorum; daha önce çok kereler açıp açıp içine baktım; sohbetler ettim.. içinden johan çıkacak.
– johan? bu johan, sevgilin mi oluyor?
– johan, birinin sevdiceği olamayacak kadar kendine düşkündür..
– hmmm, bana seni hatırlattı..
– daha yeni tanıştık, doktor! anneanneler gibi “ben insanı gözünden tanırım.” demeyeceksin değil mi?
– hayır, demeyeceğim. bugünlük bu kadar. yarın yine gel.. ya da gelme, fark etmez.. çat kapı gel en iyisi; sürpriz olsun. hazırlıksız yakalanmak istiyorum..
– peki o hâlde bir sonrakinde şeyde buluşalım..
– nerede?
– ııı, şeyde.. celile’de
– celile’de! hay hay! johan da gelecek mi?
– o gelmese de olur. asıl marangoz gelsin. ona soracaklarım var.
– ne gibi?
– sadece ona..
– peki. görüşürüz.
– görüşürüz.

gerçekten.. hepsi gerçek. o bilgenin dediği gibi: “gerçek burada bir yerlerde.” işte. johan, bir sepet meyveyle kapımda belirdi.. zaman az..

bu sene tatile çıkamıyorum. para yüzünden yurt dışı planlarını iptal ettikten sonra hiç gitmediğim şehirlerde gezmek adına aynı parayı harcamaya evet dedim.. domuz gribi hakkında herhangi bir fikrim yok. ama uzaklardayken mide ve bağırsak ilaçlarını listeye eklemek gerekecek. uzaklarda olma fikrini, aynı yoldan eve dönme fikrinden daha cazip bulmak diye bir şey var.. uzaklarda kendini bulmak, uzaklarda cehennemini tanımak; uzaklarda cenneti aramak… ilüzyon bitmez; ama gözlerini açıp o uçuruma gerçekten bakabilecek misin, tuulia?

  • hayatımdan memnun değilim. hayatımdan çok daha memnun olabilirim..
  • artık sigortam var ve sistemde adımı görmek beni korkutuyor. bir süredir sigortalıyım ve daha fazla sigortalanabilirim..
  • kendim için hiç çabalamıyorum; yapmam gereken şeyleri sürekli erteliyorum, sonra birileri çıkıp benim için bir şeyleri hallediyor. bu hep böyle. içimden bir ses, beni sürekli daha rahat olmaya teşvik ediyor.. onu dinlediğim sürece herşey yolunda gidiyor. yaşıyorsam bu yüzden.. yarın tek başıma markete gidip alış veriş yapacağım ve metroya binip gideceğim..
  • uzun zamandır yeni dönüm noktamın nerelerde kaldığını merak ediyordum. şimdilerde bir sonrakinin ne zaman geleceğini merak eder oldum. eğer bir dönüm noktası varsa bu şimdi olmalı..
  • … için nasıl bir kafa yapısına sahip olmak gerekiyor? bu bağlantılar nasıl kuruluyor? insanlar nasıl seviliyor?
  • çocukken çalardım.
  • içine hayalet kaçmış cd player canı istediği zaman dinah washington çalmaya başlarsa buna hayır dememeyi öğrenecek kadar keyiflendiğim zamanlarım oldu..
  • herkesin gülümsediği ve barmenlerin bir süre sonra türkçe konuşmaya başladığı bu şehirde birileri ne kadar mutlu olduğumu ve sürekli gülümsediğimi söylediğinde şaşırmam yersiz..
  • kıçım titremeye başlayana kadar üşüdüğümü anlamadığım havalarda çıplak gezmeyi severim..
  • iki şehre âşık oldum; ikisi de soğuktu, ikisi de mükemmeldi; ikisinden de ayrı düştüm. belki de gerçekten mutlu aşk, yoktur..
  • cehaletim, pek çok şeyi anlamama engel oluyor.

tatil, bitti.


hayatın anlamı, evet.


Viagra orgy leads to man's death *
Posted by David Pescovitz, February 27, 2009 2:09 PM

Serge Tuganov, 28, of Moscow, accepted a $4000+ bet from two women that he couldn't handle a 12-hour sex marathon with them. According to KTLA News, he won by downing a bottle of viagra. But right after the orgy, he died of a heart attack. No info on how many pills might in a "bottle." In fact, not much info in general. "Man Dies After 12 Hour Viagra Fueled Orgy" (Thanks, Derek Bledsoe!)


Jessemoya:
Well, of course he died. What else do you do with your life after you win a $4,000 bet by having sex with two women for 12 hours? Nothing! That's it, you're done. YOU WIN.

Bu da nesi?

dikkat!

 

ah, bu çünlük, hiçbir şey olmak ya da daha da kötüsü her şey olmak adına üzerine gereğinden fazla şey almıştır.


ne yazdıklarımın arkasından çekilirim ne de yazılanlara bel bağlayabilirim.. sabahın köründe karanlıklar içinden çıkıp kapıma dayanan adamların beynini patlatmak için bir silahım olsa ben de bebekler gibi uyurdum. tek dileğim, oyunun orta yerinde hata veren, yeniden başlayan nonoş bilgisayarıma organ nakli yapabilmek. üç kuruş kazanamazken üç kuruşumu almaya gelen kara adamlara haddini bildirme isteği ile dolup dolup taşarım.


takip ettiğim blogların birer birer yazmayı bırakmasını, ara vermesini üzerime almalı mıyım? ya da tadı tuzu kaçanlara "cık cık cık.. yakıştıramadım." mı demeliyim? her şey boş.. dağılın.. görecek bir şey kalmadı millet! ama yine de.. doktor, söyle bana: dudak parlatıcımı gece yatarken yastığımın altına koysam sabah kalktığımda dudaklarım daha dolgun olur mu? bu dudaklarla hırsıza bir tane koysam duvara yapışır, anasını babasını unutur mu? ha?


bir zamanlar özgün merhaba:


veee, hepinize elo melo sayın simciler ve de simcikler!


“boş boş boş” ve de “laf laf laf” görmek istiyorsanız doğru yerdesiniz. “ama ben burada yazılanları anlamıyorum.” diyenlere de şimdiden “uğurlar olsun.”


ayrıca, sûlsûl ve de tuuliaaa!

bir de buradan buyurun

Mart 2010
P S Ç P C C P
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
293031  

dear stalker

takip etmek istersen..

ayrıca

rocassid [at]la ciimeyil nehrinin kıyısında dolaşmaya çıktı. burada hava güzel, gönlü ferah... uğrarsan orada olacak..

gezinenler var

  • 53.442 kere gezmişler

kedimi nasıl zehirliyorum..

en sevdiğim zehir üreticileri


en sevdiğim zehirler


bu aralar