voy a bailar cada mañana

idea of evil – bölüm 2: bir klonun yaşamı

Posted on: Nisan 14, 2010 Çarşamba

tırnaklarımla etimi eşeliyorum; çünkü dışarı çıkmam gerek.. çalıntı mı? hâlbuki hissettiklerimiz çalıntı olamaz; hayır, kelimer, cümleler ve hatta fikirler çalıntı olabilir.. ama hisleri çalabilir misin, sevgili hırsız? belki de gerçek başkadır.. şöyle diyelim: bir klon için hiçbir şey gerçek değildir ve bir klon asla bir şeye sahip olamaz.. bu durumda hisleri de gerçek olamaz..

peki, o hisleri oraya kim koydu? kozayı kim sıvadı? aslı? her klonun bir aslı vardır ama kendisi asla asıl şey olamaz.. bir klon aynadaki imgeden başka bir şey değildir; bir fasad.. etten kemikten bir çocuk olmayı arzulayan tahta çocuk gibi.. halbuki ne diyor, rufus? artık bir çocuk olan pinokyo tekrar oyuncak olmak istiyor..

aslını ortadan kaldırsa bile bir klon, bir taklitten başka bir şey değildir ve her kötü taklit gibi bir sanat eseri olarak ele alınmaz.. çünkü sanat biriciktir.. oysaki klonluğun kendisi bricikliğe karşıdır.. bir klon aslının yerine geçse bile kendine özgü bir kaderi yaşayamaz; benzeş ve hatta özdeş senaryoları tekrarlayıp durur..

bu noktada, kurduğu cümleler bile aynıdır.. “bana kimse destek olmadı.” “ben kendimi var ettim.” gibi.. aslının basit bir tekrarı olmaktan öteye geçemez.. bu yüzden içi hep boştur; onun bir karakteri yoktur; yüzü yoktur; görünmezdir o..

sevgili klon, için o kadar boş ki onu her şeyle doldurabilirsin.. sonsuz sevgiyle, nefretle, dostlukla ya da açlıkla doldurabilirsin.. yine de… yine de kara delik doymaz..

daha önce yaşanmış bir hayatı tekrarlamanın anlamı nedir? diye sorar bazen klon.. kozayı yırtıp atmak; başkası olmak, öz olmak; biricik olmak ister.. eğer, der, beni kimsenin tanımadığı bir yere gidersem o hâlde beni ona benzetemezler.. eğer onu tanımazlarsa benim onun kopyası olduğumu bilemezler.. işte o zaman kendini tarif edilemez bir özgürlük sarhoşluğu içinde bulur.. bu yüzden asla yerleşemez.. hep gezmesi, hep kaçması gerekir klonun.. o, asla ait olamaz çünkü onun bir özü yoktur..

modern hayat, onu boğar.. eski zamanlarda yaşamın çok daha sade olduğunu varsayar.. hanımefendilerin hanımefendi, beyefendilerin de beyefendi olduğu; herkesin birbirine mesafeli davrandığı o eski zamanlara özlem duyar.. göstermelik kibarlık onu memnun eder.. çünkü, der klon, fasad, taklit etmesi kolay olandır. zaten taklit olanı taklit etmekte bir beis görmez klon..

kendi kaderini yaşayamayacağını kısa sürede öğrenen klon, karanlık bir ruh hâlinin pençesinde ilk olarak ölümü düşler.. zaten yaşamıyorum, yarı ölü sayılırım, der.. bazen ölümle randevuları tutmaz; ölüm, bazılarının karşısına birden çıkıp böö demeyi sevdiği kadar söz verip ekmeyi de sever.. bu durumda ölümünü bile kendi eliyle getiremeyeceğini anlayan klon karanlığın karanlığını görmeye başlar..

içi boştur ve boşluğu sonsuz bir karanlık kaplar.. biricik değildir ve elini sürdüğü her şey de biricikliğini yitirir; kendine özgü bir üretim yapamaz.. bir özü olmadığı için yaratamaz.. bu yüzden yok etmeyi düşler.. kendimi yok edemiyorsam o hâlde diğer her şeyi yok ederim, der.. ama sevgili klon, yaratmaya gücü olmayanın, yok etmeye nasıl gücü olsun?

tamam, cevap verme.. bugünkü dersimizde öğrendiğimiz kadarıyla bir klon, ancak dünyayı yok etmek suretiyle intihar edebilirmiş.. tabiî sıkıcı kahraman gelip onu öldürmezse.. ah, şu kozmik şakacı.. yani? klon olmayın – saçma bir öneri biliyorum, o hâlde şöyle diyelim, bir klona asla böyle bir öneride bulunmayın; klonlanmayın ve klonlarla arkadaş olabileceğiniz yanılgısına düşmeyin.. ha bir de, bir klona asla klon olduğunu bildiğinizi belli etmeyin..

1 Response to "idea of evil – bölüm 2: bir klonun yaşamı"

hmm yani şöyle; kurgusal hikayelerde klon birden bire tam kopyamızdır, eksiktir bu kurgu, bence, absürd kurgu. şunu demeye çalışıyorum klonlar ikizlerden farksızdır. benzerlikleri olan iki canlı. bu durumda bizim dışımızda her insan klondur mu! ne?. hmm hoşmuş, eğlenceli buldum bu fikri. birçok klişe ve teoriden de tam destek alıyor üstelik. neler bunlar bilmiyorum gerçi umursamadım, vıdı vıdı. neyse paylaşayım istedim.

Yorum bırakın

hayatın anlamı, evet.


Viagra orgy leads to man's death *
Posted by David Pescovitz, February 27, 2009 2:09 PM

Serge Tuganov, 28, of Moscow, accepted a $4000+ bet from two women that he couldn't handle a 12-hour sex marathon with them. According to KTLA News, he won by downing a bottle of viagra. But right after the orgy, he died of a heart attack. No info on how many pills might in a "bottle." In fact, not much info in general. "Man Dies After 12 Hour Viagra Fueled Orgy" (Thanks, Derek Bledsoe!)


Jessemoya:
Well, of course he died. What else do you do with your life after you win a $4,000 bet by having sex with two women for 12 hours? Nothing! That's it, you're done. YOU WIN.

Bu da nesi?

dikkat!

 

ah, bu çünlük, hiçbir şey olmak ya da daha da kötüsü her şey olmak adına üzerine gereğinden fazla şey almıştır.


ne yazdıklarımın arkasından çekilirim ne de yazılanlara bel bağlayabilirim.. sabahın köründe karanlıklar içinden çıkıp kapıma dayanan adamların beynini patlatmak için bir silahım olsa ben de bebekler gibi uyurdum. tek dileğim, oyunun orta yerinde hata veren, yeniden başlayan nonoş bilgisayarıma organ nakli yapabilmek. üç kuruş kazanamazken üç kuruşumu almaya gelen kara adamlara haddini bildirme isteği ile dolup dolup taşarım.


takip ettiğim blogların birer birer yazmayı bırakmasını, ara vermesini üzerime almalı mıyım? ya da tadı tuzu kaçanlara "cık cık cık.. yakıştıramadım." mı demeliyim? her şey boş.. dağılın.. görecek bir şey kalmadı millet! ama yine de.. doktor, söyle bana: dudak parlatıcımı gece yatarken yastığımın altına koysam sabah kalktığımda dudaklarım daha dolgun olur mu? bu dudaklarla hırsıza bir tane koysam duvara yapışır, anasını babasını unutur mu? ha?


bir zamanlar özgün merhaba:


veee, hepinize elo melo sayın simciler ve de simcikler!


“boş boş boş” ve de “laf laf laf” görmek istiyorsanız doğru yerdesiniz. “ama ben burada yazılanları anlamıyorum.” diyenlere de şimdiden “uğurlar olsun.”


ayrıca, sûlsûl ve de tuuliaaa!

bir de buradan buyurun

Nisan 2010
P S Ç P C C P
 1234
567891011
12131415161718
19202122232425
2627282930  

dear stalker

takip etmek istersen..

ayrıca

rocassid [at]la ciimeyil nehrinin kıyısında dolaşmaya çıktı. burada hava güzel, gönlü ferah... uğrarsan orada olacak..

gezinenler var

  • 53.442 kere gezmişler

kedimi nasıl zehirliyorum..

en sevdiğim zehir üreticileri


en sevdiğim zehirler


bu aralar